İnsanların cahil bırakılmasıyla birlikte türetilen hocalar sayesinde Müslümanlar daha Kuran’a abdestli dokunulupp dokunulmayacağını bilmez hale geldiler. Kendi uydurduğu mezhebi empoze etmeye çalışan sapıklar da halkın bu cehaletinden istifade ederek “çok derin bir ilim sahibiymiş” gibi kasıla kasıla inkar edebiliyorlar.
Bunlardan birisi de “Mushafa yani Kur’ana abdestli dokunmak” meselesidir.
KUR’AN-I KERİMDE YOK(!)
Kuran-ı Kerim’de bulunan abdest ayetinde “namaza kalktığınız zaman”buyruluyormuş, başka bir şey için abdest alınması icap etmezmiş.
Aşağıda bu konudaki ayeti açıklayacağız ama oldu ki, Kuran’da “abdestsiz dokunmayın” diye bir ibare bulamadık. Ne yapacağız? Kuran’da bulamadık diye kendimize helal mi sayacağız? Kur’an-ı Kerimde içki içmek yasaktır ama içkiyi satmanın haram olduğunu alenen bildiren bir ayet yoktur. Buna göre içki satmak caiz midir? Kadın pazarlamayı alenen yasaklayan bir ayet yok diye caiz diyebilir miyiz?
Bid’at ehli böyle sorular karşısında susup kalırlar, cevap veremezler…
Daha önce çok defa bu konuyu ihvanlar.net sitemizde yazdık. Rabbimiz, Kuran’ında hep Resulüne yönlendiriyor. O ne verdiyse alın, O’na itaat edin, O’na isyan etmeyin, O’na isyan Allah’a isyandır, O’na itaat Allah’a itaattir buyuruyor…
“Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab 36)
“Resul size neyi verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının, Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.” (Haşr 7)
Dolayısıyla biz Kur’an-ı Kerimde bulamadığımız bir şeyi de eğer Resulüllah’ta görüyor isek ve O’nun bu konuda bir emri varsa göz ardı edemeyiz. Bu bir Müslümanın takınacağı tavır değildir. Bu konudaki hadisten delilimiz de ileri de gelecektir…
ULAŞILMAZ BİR KİTAP HALİNE GETİRİLMİŞ!
Kuran okumak için abdest almak “farz denilerek” ulaşılmaz bir kitap haline getirilmiş. Abdest gibi şartlar konularak halktan uzaklaştırılmış.
Ne yani! İnsanlara yakınlaştırmak, kolaylaştırmak için dini tahrip mi edeceğiz? Buna kimin yetkisi var?
Elbette yok… Yani bu çok saçma bir iddiadır ve sözde Kuran’ı sahiplenme adına çıkarılan aptalca bir söylentidir.
YAHUDİLER’DEN GELDİ İDDİASI
Bu Yahudilikten bizim dinimize geçen bir adetmiş. Yahudiler Tevrata kendi abdestlerini almadan dokunmazlarmış!
Daha önce bir hususun altını çizmiştik. Usul-ü Fıkıhta geçtiği üzere Allahu Teala ve Resulü neshetmediği, kaldırmadığı ve bizlere aktardığı müddetçe o bizim şeriatımızda da olabilir. Namazda ilk zamanlar Kudüs’e dönülmesi gibi. Orucun bizden öncekilere farz kılınması gibi. Şimdi Yahudilerde de var diye namazı mı bırakacağız? Bu bir itiraz sebebi olabilir mi? Olamaz… Ama adam insanları ikna etmek için Yahudi düşmanlığını kullanarak böyle akıl dışı bir iddiada bulunuyor…
Kur’an, Ahmet ağanın Mehmet ağanın değil Rabbimizin kelamı olması hasebiyle hürmete layık olan bir kitaptır. Abdest alınmasının emredilmesi ona olan hürmetin bir gereğidir. Ama Tirmurtaş Uçar Hocaefendi’nin dediği gibi hayvan kadar bile şuuru olmayan bazı hoca müsveddeleri Kuran’ı Kerimi herhangi bir kitap konumuna indirmek istiyor olabilirler. Şuurlanarak onlara çok ağır bir tokat vurmuş olacağız. Çünkü onlar cehaletten besleniyorlar…
KURAN’A ABDESTSİZ DOKUNULMAZ – AYET VE HADİSTEN DELİLLERİMİZ
Abdest ayetinde “Kuran’a dokunulmaz” ifadesi geçmiyor diye “Kuran’da yok”diyenler bu konuda delil olan şu ayetleri de çarpıtma peşine düşmüşlerdir.
Vakıa suresi
77. O, elbette değerli bir Kur’an’dır.
78. Korunmuş bir kitaptadır.
79. Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir.
80. Âlemlerin Rabb’inden indirilmedir.
“Ona ancak tertemiz olanlar dokunabilir”
Burada iki görüş var.
1- “ona” ifadesinin bir önceki ayette belirtilen “levhi mahfuza” işaret ettiği
2- “ona” ifadesinin “Kur’an-ı Kerime” işaret ettiği
1. manaya göre Kur’an korunmuş bir kitaptadır ve ona temiz olmayanlardan yani meleklerden başkası yani şeytanlar dokunamaz.
2. manaya göre ise Kur’an-ı Kerime gusül ve abdesti olmayanlar dokunamazlar.
Değerli kardeşlerimiz birinci manayı verenler olmuş ise de ikinci mana çok daha kuvvetlidir ve Müfessirlerin çoğu bu ayetin “Kuran’a abdestsiz dokunulmayacağına delil” olduğunu kabul etmişlerdir.
Çünkü Kur’an-ı Kerim bir bütündür ve bütün olarak ele alındığı takdirde hükümleri anlaşılmaktadır. Bakınız abdest ve teyemmümü emreden ayet-i kerime de nasıl bir ifade geçiyor:
“Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat o sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.” (Maide 6)
TEMİZLENİN VE TEMİZ OLANLAR DOKUNUR
Allahu Teala bu ayet-i kerimesinde insanlar için “tertemiz” ifadelerini kullanıyor ve abdest ile teyemmüm alınarak “tertemiz” olunmasını emrediyor. Vakıa suresinde de aynı ifade ile “tertemiz olanların” dokunabileceğini buyuruyor.
Sadece bu bütünlükten bile tertemiz olanların abdest alanlar olduğu ve Kur’an-ı Kerime tertemiz olanların el sürebileceği manası anlaşılmaktadır.
Yani formülünü şu şekilde yapalım:
Maide 6: Abdest-teyemmüm alın ve TERTEMİZ olun
Vakıa 79: O’na ancak TERTEMİZ olanlar dokunabilir…
Evet bu çok önemli ayrıntıya ileride yine dikkat çekeceğiz ama bizim Kur’an-ı Kerimi şerh eden, Şeriatın açıklayıcısı ve yaşantısıyla öğreticisi bir Peygamberimiz var.
Dinin nasıl yaşandığını canlı olarak gösteren peygamber Efendimizin de bu ayet-i kerimeyi destekleyen hadis-i şerifleri mevcuttur. Bu sebeple ayet daha kuvvetli bir delil olmaktadır.
İbn Ömer, “Kur’ân’a, sadece temiz olduğun zaman dokun” demiştir. Bir de, Rasulullah (Sallallahu aleyhi v sellem) Amr b. Hazm’a yazdığı mektupta şöyle buyurmuştur “Kur’ân’a temiz olandan başkası dokunmasın” yazmıştır.Kurtubî, 17/225; Mâlik b. Enes, Muvatta, K. el-Kur’ân 15/1; Darimi, Talak: 3; Taberani, El-Mecmuu’l-Kebir, Beyhaki, es-Sünenü’l-Kübra, Darekutni, Sünen, Hakim el-Müstedrek)
Ne Peygamberimizden, ne sahabeden ve de ashabından bunun hilafında bir beyanat yoktur…
KUR’AN-I KERİMDE TEMİZ OLANLAR KİMLER?
Kur’an-ı Kerimin diğer hiçbir yerinde meleklerden “tertemiz” gibi ifadeler ile BAHSEDİLMEZ. Tam aksine Kur’an-ı Kerimin bir çok yerinde insanların “tertemiz” olmasından bahsedilmiştir.
Ahzab 33. Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah’a ve Resülüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemizyapmak istiyor
Zümer 73. Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da grup grup cennete sevk edilirler. Cennete vardıklarında oranın kapıları açılır ve cennet bekçileri onlara şöyle der: “Size selam olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi, ebedi kalmak üzere buraya girin.”
Ali İmran 164. Andolsun, Allah, mü’minlere kendi içlerinden; onlara âyetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.
Tevbe 108. Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha layıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz onları sever
KUR’AN-I KERİM DE TERTEMİZDİR
Beyyine
2. Bu delil, tertemiz sahifeleri okuyan, Allah tarafından gönderilen bir peygamberdir.
3. O sahifelerde dosdoğru hükümler vardır.
abese
11- (Habîbim!) Hayır! (Bir daha böyle bir şey yapma)! Şüphesiz ki o (Kur’an ayetleri, kendisiyle amel edilmesi gereken) büyük bir öğüttür!
12- Artık dileyen onu düşünüp öğütlenir (veya onu ezberler)!
13- (O Kur’ân, Allah tarafından) değerli kılınmış (Levh-i Mahfûz’daki) pek kıymetli birtakım sahifelerdedir.
14- (O sayfalar ki; yedinci kat semada) yükseltilmiş ve (şeytanların ulaşmasından ve Allah kelâmı dışındaki her şeyden) tertemiz kılınmış
İNKARCILAR KÖŞEYE SIKIŞIYOR
Bakınız
Vakıa 80. ayette: “Âlemlerin Rabb’inden indirilmedir.” Buyruluyor
Abese 13-14. ayette: “tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir” buyruluyor
Maide 6. ayette Gusül ve abdest alanların tertemiz olduğunu buyuruyor
Vakıa 79. ayette de “Ona ancak tertemiz olanlar dokunabilir” buyuruyor.
Peygamber Efendimiz de: “Kur’ân’a temiz olandan başkası dokunmasın”buyuruyor…
Bütün bunlardan Rabbimizin katından indirdiği ve tertemiz olduğu beyan edilen bir Kitab’a, tertemiz olan insanların dokunabileceği açıkça anlaşılıyor…
Eğer inkarcıların iddia ettiği gibi “kutsal olan sadece ayetlerin maneviyatları” olsaydı Peygamber Efendimiz de böyle buyurmazdı. Demek ki önemli olan şey, Mushaf-ı şerife abdestsiz bir şekilde dokunulamamasıdır. İçerisinde Rabbimizin kelamının yazılı olması başlı başına bir sebeptir…
Peki, bu inkârcı sapıklar, tertemiz olan ve Rabbimizin katından indirilen ayetlerin içinde bulunduğu bir kitaba nasıl olur da “cünüp ve abdestsiz” olan bir insanın dokunmasına fetva veriyorlar ve hatta “oku sevap alırsın” diyerek insanları kendi bataklıklarına çekebiliyorlar?
Kimisi de eline aldığı usb bellekle “işte bunda da Kur’an yüklü, buna da mı abdestsiz dokunmayacağız” diyerek alay etmekte… Bunlar mürekkeb ile yazılmış olanı, “sanal” olandan ayırt edemeyecek kadar da mı ahmak ve cahil?
Rabbimiz şerlerinden Ümmet-i Muhammedi muhafaza eylesin… Amin..