Bu gece itibarıyla Ramazân-ı Şerîf Ayı’nın ilk Terâvîh namazını edâ edeceğiz inşâAllâh. Terâvîh namazı, Ramazân-ı Şerîf Ayı’na mahsûs bir gece namazıdır. Bu namazı, senenin tamamında kılınan ‘Teheccüd Namazı’ olarak değerlendirebilmek; ismi, kılınış vakti, cemaat unsuru, rekât sayısı ve kıraati açısından isabetli görünmemektedir.
Kadîm kaynaklarda daha çok Kıyâm-ı Ramazân, Kıyâm-ı Leyl olarak anılmış olan Terâvîh Namazını Peygamber Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Ashâbı (Rıdvânullâhi Te‘âlâ Aleyhim Ecmâ‘în)e kıldırmış, Hulefâi’r-Râşidîn (Radıyallâhu Anhûm) da bu sünneti sürdürmüş ve o günlerden bugünlere dek ümmet-i muhammed bu namazı, Ramazân-ı Şerîf’in oruçla beraber ihyâsı noktasında kalabalık cemaatler hâlinde kılmaya devam etmiştir. Öyle ki bu namazın cemaati ülkemizde de, Cumâ ve Bayrâm namazlarının cemaatinden sonra en kalabalık cemaat olarak dikkat çekmektedir.
Sünnet-i Müekkede olan Terâvîh namazı, yirmi rekâttır. Uzun bir namaz olduğundan dört rekâtta bir istirâhat edilerek kılınan bu namazın her bir dinlenme oturuşuna tervîha denildiğinden, namaz tamamlanıncaya kadar beş kez yapılan bu oturuşun çoğul ifâdesi olan ‘Terâvîh’ ifadesi zamanla namazın adı hâline gelmiştir.
Terâvîh namazını cemaatle kılmak kifâye bir sünnet sayılmış, bir mahallenin tamamının bu namazı cemaatle kılmaktan geri durması bu sünnetin terki olarak değerlendirelerek kusur olarak görülmüştür. Bu sebeple imkânı olanlar Terâvîh namazını tek başına değil de cemaatle kılmalıdırlar. Evde ya da mescid dışında cemaatle kılınan namazla mescidde kılınan cemaatle namazın fazîleti bir değildir. Dolayısıyla bu namazı mescidlere devam ederek kılmak, fazîletine erişme açısından asıl olan davranıştır.
Terâvîh Namazına Niyet
Nâfile namazlara kayıtsız bir şekilde yalnızca namaza niyet etmek de meşrûdur. Buna mukabil kılınacak namazı uygun bir şekilde kayıtlamak daha uygun kabul edildiğinden Terâvîh Namâzına; gece ibadetine ya da vaktin sünnetine şeklinde niyet etmek veya bunu Terâvîh Namâzı diye belirtmek güzeldir.
Terâvîh namazını iki rekâtta bir selâm vererek edâ etmek daha fazîletli kabul edilmiş, dört rekâtta bir selâm verilerek edâsı uygun görülmüş, sekiz veya on hatta tek selâmla yirmi rekât olarak kılınması kerahatle câiz görülmüştür. Terâvîh namazı iki rekâtta bir selâm verilerek kılınırken akşam namazının iki rekâtlık sünneti gibi, dört rekâtta bir selâm verilerek kılınırken ise Yatsı ve İkindi namazlarının ilk sünnetlerinde olduğu gibi, ilk oturuşta salli ve bârik duaları okunup üçüncü rekâta kalkıldığında Sübhâneke duâsı okunarak kılınır.
Terâvîh Namazının Cemaati, Yatsı Namazının Cemaatine Bağlıdır
Yatsı namazının farzında cemaati terk etmiş olan kimse, farzı münferiden kıldıktan sonra Terâvîh namazı cemaatine dâhil olabilir. Mescide girdiğinde Terâvîh başlamış ise evvela Yatsının farzını kılar ve sonra imâma uyup kılamadığı rekâtları namazın ardından tamamlar. Terâvîh namazında kılamadığı rekâtları, vitir namazını imâmla birlikte kıldıktan sonra da tamamlayabilir.
Terâvîh namazını cemaatle kılmak, Yatsı namazının farzını cemaatle edâ etmiş olmaya bağlıdır. Dolayısıyla Yatsı namazının farzını cemaatle kılmamış olan kimselerin aralarından seçecekleri bir imâm ile Terâvîh namazını cemaatle kılmaları caiz olmaz. Çünkü Yatsı namazının farzında cemaatin terk edilip Terâvîhin müstakillen cemaatle kılınması nâfileler hakkındaki dinî esaslara uygun düşmemektedir.
Ramazân-ı Şerîf’te Vitir Namazını Cemaatle Kılmak Büyük Bir Fazîlettir
Vitir namazını Ramazân-ı Şerîf Ayı’nda cemaatle kılmak, münferiden kılmaktan daha fazîletlidir. Bu durum, Ramazân-ı Şerîf Ayı’na mahsûstur. Vitir namazını Ramazân-ı Şerîf Ayı dışındaki günlerde cemaatle kılmak mekrûhtur. Vitir namazını kıldıran imam, üç rekâtın hepsinde tekbirleri, tesmi’leri ve kıraati, âşikâre yapar. Kunut duası ise imâm ve cemaat tarafından gizlice okunur.[1]
Dipnotlar
[1] Büyük İslâm İlmihâli ve Haleb-i Sağîr’den yola çıkılarak hazırlanmıştır.