Ölünün arkasından Kuran okunur mu?

Bir takım kimseler ölülere Kur’an okunmayacağını, bir faydasının da olmayacağını iddia ediyorlar. Delil olarak aldıkları ayet şu: “Diri olanları uyarsın ve kâfirler cezayı hak etsinler diye.” (Yasin 70) Bu ayeti okuyup ölülere Kur’an okumanın dinde yerinin olmadığını söylerler.

   NASIL DELİL AMA!

   Adamların delil olarak aldığı ayete bakınız! Rabbimiz buyuruyor ki: “Diri olanları uyarsın” Onlar da diyor ki: Kuran’ın ölülere okunmaz.
   Kur’an’ın niçin indiğini diğer ayetlerden öğrenelim..
   “Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur’an olarak indirdik.” (Yusuf 2)
   “O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik.” (Nahl 44)
   “(Ey Habibim!) Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.” (Nahl 89)
   Bu konuda bir çok ayet-i kerime mevcuttur. Hepsini bir araya toplayıp değerlendirdiğiniz zaman anlarsınız ki, “Kur’an dirilere; amel etmeleri, öğüt almaları, ibret almaları, düşünmeleri” için gönderilmiştir. Ölüler Kur’an ile amel edemezler, öğüt alamazlar, hükmünü yerine getiremezler… Bu dirilerin yapması gereken işlerdir. Dolayısıyla Kur’an ölülere değil dirilere indirilmiştir. İşte bu açıdan ölüye bir faydası yoktur.
   Zaten ayetin tam manası: “(Aklen ve fikren) diri olanları uyarması ve kâfirler hakkındaki o sözün (azabın) gerçekleşmesi için Kur’an’ı indirdik.”tir.

ÖLÜYE KURAN OKUNUR MU?

   Öncelikle şu hususu bir açıklığa kavuşturalım. Bizim ölülere yaptığımız dua, istiğfar onlara ulaşıyor mu, onlar için fayda sağlıyor mu? Rabbimiz buyuruyor ki:
   “Onlardan sonra gelenler; Rabbimiz! Bizi be bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla….” (Haşr 10)
   Ayeti kerimede görüldüğü üzere Allahu Teala “bizden önceki iman eden” ölmüşlerimize dua etmemizi öğretiyor…
   Resulüllah Efendimizin de bu konuda yol gösterici bir hadisi vardır. Ebu Useyd Malik ibni Rebia es-Sâidî (Radıyallahu anh) şöyle dedi:
   Bir gün biz Resulüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in huzurunda otururken, Selemoğulları kabilesinden bir adam çıkageldi ve:
-Ya Resulallah! Anamla babam öldükten sonra onlara yapabileceğim bir iyilik var mı?Diye sordu. Resul-i Ekrem şöyle buyurdu:
“Evet! Onlara dua eder, günahlarının bağışlanmasını dilersin, vasiyetlerini yerine getirirsin, akrabasını koruyup gözetirsin, dostlarına da ikramda bulunursun” (Ebu Davud, Edeb, 120; İbni Mace, Edeb, 2)
   Evet, demek ki ölen bir Müslümanın arkasından dua etmek ona fayda veriyor… Peki, Kur’an okunur mu?
Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:
“Ölülerinize Yasin Suresi’ni okuyunuz” (Ebu Davud Cenaiz, 24; İbni Mace cenaiz, 4; Nesai)
   Bu hadis-i bir sahabeden geldiği için reddedenler olabilir veya manasını “ölüm esnasında” olarak tevil edenler olabilir ancak bir çok hadis alimi bunu hasen kabul etmiştir ve ölüye Kur’an okunacağına delil olarak almıştır. Ve şu hadis-i şerif de bunu destekleyici mahiyettedir:
   “İçinizden birisi öldüğü zaman, onu durdurmayınız ve onu kabrine koyma hususunda acele ediniz. (Sizden birisi de) Ölünün başucunda Fatiha suresini, ayakucunda da Bakara suresinin sonunu okusun” (Taberani, el-Mu’cemu’l-Kebir, XII 340, Beyhaki, Şu’abu’l-İman, VII, 16 H. NO: 9294)
   Yine şu rivayet, bu hadislerin manasını güçlendirmiştir:
   Sahabeden Leclac (Radıyallahu anh) oğluna vasiyette bulunurken şöyle demiştir:
“Oğulcuğum! Ben öldüğüm zaman beni mezara göm! Beni mezarıma koyduğun zaman şöyle söyle: Bismillahi ve alâ milleti Resulüllah. Sonra da üzerime toprak atarak onu düzle. Daha sonra da, başucumda Bakara Suresi’nin baş tarafını ve son kısmını oku. Zira ben Hazreti Peygamber’in böyle dediğini duydum.” (Taberani, XIX, 220, 221; İbn-i Asakir, Tarihu dimeşk, XXXXX, 292; Beyhaki, IV, 56)
   Ahmed b. Hanbel de şöyle demiştir:
   “Kabristana girdiğinizde Ayet’l-Kürsi ve üç defa ihlas suresini okuyarak şöyle dua ediniz: “Allahım! Onun ecrini şu kabir halkına ulaştır” (ibn Kudame)
   Bütün bunlar ölünün ardından Kur’an okunmasına ve sevaplarının hediye edilmesine kafi gelen delillerdendir. Meşhur bir hadis-i şerifte ölünün üç şey ile amelinin kesilmeyeceği bildirilmiştir. 1-İnsanların faydalanacağı bir hayır, 2- Hayırlı bir evlat 3- Faydalanılan ilim… (Dârimi, Mukaddime, 46)
   Hayırlı bir evlat neden ölüye faydalı olsun ki? Ya da arkada bırakılan bir ilim neden ölünün defterine yazılsın?
   Demek ki hayırlı bir evladın besmelesi, güzel ameli, hayırlı işinden bir hisse ölü ebeveynin amel defterine de yazılıyor. Böyle olduğu halde o evladın okuduğu ve ruhuna hediye ettiği Kur’an nasıl yazılmasın ki?
Haşr 10’da belirtildiği üzere dualarımız onlara ulaşıyorsa, okuduğumuz Kur’an-ı Kerimler neden ulaşmasın?
   Bunun aksinde Peygamber Efendimizden ve sahabelerinden de bir rivayet yoktur… Ölünün arkasından Kur’an-ı Kerim okunabilir, istiğfar edilebilir, onun adına hayır yapılabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir